Türkiye Tiyatro Vakfı ve Tiyatro Müzesi Çalışmaları

TÜRK TİYATROSUNUN BİR MÜZESİ NE ZAMAN OLACAK? Türkiye Tiyatro Vakfı ve Tiyatro Müzesi Çalışmaları

TÜRK TİYATROSU’NUN BİR MÜZESİ NE ZAMAN OLACAK?

 

 Muhsin Ertuğrul 11 Kasım 1974 tarihinde Türk Tiyatrosu dergisinde yayınladığı “Tiyatro Müzesi” başlıklı yazısında “Bir tiyatro müzesinin eksikliğini yeni duymuyorum. Bu duyguyu ilk kez 1925’lerde Moskova Bahruşin Tiyatro Müzesini gezdiğimde duydum” diye yazar ve şöyle devam eder; “Şimdi sorsam Hamdi Efendi'nin kavuğu nerede?Abdi Efendi'nin abani sarığı ne oldu? Hasan Efendi'nin uzun fesi, dallı entarisi kimin elinde? Naşid'in saray üniforması hangi rafta? Mınakyan Efendi'nin redingotu duruyor mu? Hekimyan Hanım'ın "La Dame Aux Camelias"da giydiği Hereke kumaşından yapılmış Marguer te Gautier Tuvaleti hangi çarşının hangi yağlıkçı bohçasında? Fehim Efendi'nin pötikare pantolonundan bir yamalık parça kaldımı? Ahmet Vefik Paşa'nın kamış kalemi hangi divit içinde saklı? İlk Türk Rejisörü Reşad Rıdvan'ın enfiye kutusu ile bütün büyük aktörleri susta durduran kalın bastonu kimde kaldı? Bügün bunların çoğunun yerinde yeller esiyor. Unutturan bir rüzgar esti, bütün bunları aldı yok etti. Bir müzemiz olsaydı böyle olur muydu hiç. Ben Barcelona'daki Tiyatro Müzesinde,ölümünden kırk beş yıl sonra Sarah Bernhardt'ı yaşar buldum”.

    

Tarihine, sanatına, sanatçısına ve geçmişine sahip çıkmak nedense bizim topraklarımızda bir gereklilik, ihtiyaç, yapılması ve korunması gereken bir olgu ya da düşünüş biçimine geçememiş bir türlü. Yukardaki satırların sahibi ve modern anlamdaki Türk Tiyatrosunun kurucusu olan Muhsin Ertuğrul’un bile, İstanbul Şehir Tiyatroları Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinin fuayesindeki çalışma masası ve koltuğuyla, Türvak Sinema ve Tiyatro müzesinde eşi Handan Ertuğrul’un bağışladığı bazı özel eşyaları ve evrakı haricinde elimizde bir Muhsin Ertuğrul müzesi kuracak kadar materyal bulunmamakta. Türk Tiyatrosunun en önemli ismi için hal böyleyken varın geri kalanı siz düşünün.     

    Tanzimat dönemini bir başlangıç sayarsak günümüze kadar Türk Tiyatrosunun aşamalarını bize sunacak görsel veya yazılı anlamda bir müzemizin hala olmadığını görürüz. Yine Muhsin Ertuğrul’un yazısında saydığı isimlerin ya da onlardan sonra gelen pek çok sanatçıya veya tiyatro topluluklarına ait eşyaların, textlerin, kostümlerin ya da çeşitli görsel işitsel materyallerin toplandığı, saklandığı bir arada olduğu bir Türk Tiyatrosu Müzesinin hala özlemi ve ihtiyacı içindeyiz. Tiyatro zaten suya yazılan yazıdır. Tiyatro tarihimiz de suya yazılan bir yazı gibi uçup gidiyor. 

    Devletin kültür/sanat politikasızlığı, yerel yönetimlerin kültür/sanattan çok alt yapıya olan düşkünlükleri, özel sermayenin ticari dönüşü olmayan sanat dallarına uzaklığı bu konuda adım atmak isteyenleri de umutsuzluğa düşürmekte. 

    İşte tam bu belirttiğimiz umutsuz ortamında 2018 yılında dramaturg/yazar Esen Çamurdan Füruzağa/Beyoğlundaki evinde Türkiye Tiyatro Vakfını kurdu. Tiyatro tarihimize ait pek çok sözlü/yazılı belgeye ulaşmaya çalışarak bir tiyatro belgeliği, tiyatro kültür birikimimizi bir araya getirmeye çalışıyor. Kuruluşunda pek çok yazar, araştırmacı, akademisyen, tiyatrocu kendisine destek verdiler. Çeşitli üniversitelerden akademisyenler ve öğrenciler vakıf bünyesinde pek çok etkinliğe ve Çamurdan’ın kişisel olarak kurduğu ilişki ile tiyatro tarihimizde iz bırakmış isimlerin orjinal ya da dijital arşivlerini toplamaya  başladılar. Şimdi bu arşivlerin herkesin ulaşabileceği bir alt yapıya kavuşmasını sağlamaya çalışıyorlar. Yerel yönetimden ve bazı özel sermaye gruplarından destek alsalar da yapacak o kadar çok şey var ki vakıf sadece kişisel bağışlar ve emeklerle yoluna devam etmeye çalışıyor. Tabii ki en önemli şey tüm bunların sergilenebileceği bir mekana sahip olamamak. Yani üzerine “Tiyatro Müzesi” yazılacak ve içeri girdiğinizde Türk Tiyatro tarihini gözlerimizin önüne serecek bir binanın olamayışı.

    Muhsin Ertuğrul’un 100 yıl önce özlemini duyduğu eksiklik devam ediyor. Tiyatro tarihimiz de yaşam gibi akıp giderken resmi kurumlar tarafından bir an önce bir müze ya da tiyatro kültürümüze ait belge/materyallerin toplandığı bir kurumun hayata geçirilmesi gerekliliği Türk tiyatrosunun gündeminin ilk maddelerinden biri olarak duruyor hala. 

    Bu sebeple bu yazıda Tiyatro Müzesi kurulması gerekliliğini ve isteğimizi anlatmak ve sizlere biraz Türkiye Tiyatro Vakfını tanıtmak istedik. Kişisel çabalarla ilerlemeye çalışan bu vakfa belki gönüllü olur belki de maddi destek sağlarsınız.

 

Selçuk YÜKSEL

VAKFIN KURULUŞ AMACI 

Belleğin gücüne ve önemine inanıyoruz.

Türkiye’nin tiyatro mirası, ülkemizin kültür çeşitliliğini ve zenginliğini güçlü biçimde yansıtmaktadır. Tiyatro mirasını korumak yalnızca unutulanları anımsamak, bilinmeyenleri gün yüzüne çıkarmak değil aynı zamanda toplumsal belleği canlı tutmak anlamına gelir. Tam da bu nedenle ortak yaşam kültürümüzü korumak adına büyük önem taşır.

    Başta İstanbul gibi köklü tiyatro geçmişi olan bir kentte ve genel olarak ülkemizde tiyatro belleğinin hızla yok olması, çeşitli kültür ve eğitim kuruluşları da içinde olmak üzere, toplumun büyük bir kesiminin tiyatro kültür mirasımıza uzak duruşu, dolayısıyla ona sahip çıkılmaması ve kalıcılığının sağlanamaması kültürel değer yitimine neden olmaktadır.

    Türkiye Tiyatro Vakfı bu bellek ve değer yitiminin önüne geçerek tiyatro sanatına boyut katmak, ülkemizde yerleşik bir geleneğe sahip tiyatro alanında kapsayıcı ve bütünlüklü bir arşiv oluşturmak üzere bir grup tiyatro insanı ve akademisyen ile yola çıktı.

Vakıf Kurucusu:
Esen Çamurdan (Dramaturg, Yazar)

Kurucu Kurul:
Canan Arın (Avukat)
Boğos Çalgıcıoğlu (Oyuncu, Araştırmacı)
Haldun Dormen (Oyuncu, Yönetmen, Eğitmen)
Sercan Gidişoğlu (Oyuncu, Araştırmacı)
Özlem Hemiş (Akademisyen)
Kerem Karaboğa (Oyuncu, Akademisyen)
Yavuz Pekman (Oyuncu, Akademisyen)
İmren Sipahi (Mali Müşavir)
Hasan Şahintürk (Oyuncu, Yönetmen)
Emine Umar (Oyuncu)
Cemal Ünlü (Oyuncu, Araştırmacı)
Oya Yağız (Akademisyen)
Selçuk Yüksel (Oyuncu, Araştırmacı)

 

 

 

NASIL BİR MÜZE?

Türkiye tiyatrosunun arşivini bir arada tutan, onu zenginleştiren, paylaşıma açan, bilgi üretimine ortam sağlayan ve oluşturulacak kültürel birikimi gelecek kuşaklara aktaran;

Yalnızca koruyan değil, değerlendiren, araştıran, yayın yapan, kitaplığı, belgeliği ve sergileriyle birikimini toplumla paylaşan ve araştırmalara kaynak oluşturan, giderek çeşitli kültür etkinliklerine altyapı sunabilecek kapasiteye sahip olan;

Dünden bugüne kalanları araştırmak ve gün yüzüne çıkarmakla yetinmeyip bugünden yarına kalacakları da kayıt altına alan;

Türk tiyatrosuna önemli katkıda bulunmuş Ermeni, Rum ve Yahudi topluluklarının tiyatro kültürünü tüm katmanlarıyla bir araya getiren ve görünürlüğü sağlayan;

Geleneksel Türk tiyatrosuyla ilgili her türlü belgeye ve yaşayan ustalara ulaşmaya çalışan, bu alanda kapsamlı araştırma ve yayın yapan;

Tiyatromuzun öyküsünü günümüze dek getiren, onun çokkültürlü doğasını yansıtan, heyecan ve ilgi uyandıracak bir öğrenme deneyimi ve eğitim olanakları sunan;

Bilinenleri güçlü referanslarla sorgulatan ve yeniden düşündürten;

Gerek mimari yapısı gerekse sergileme biçimleriyle çocuk ve engelli ziyaretçilerini gözeten bir müze.

 

VAKFIN ÇALIŞMALARI

2024 yılında “Uluslararası Tiyatro Müzeleri Buluşması”nı gerçekleştirerek “Dünya Tiyatro     Müzeleri Kültür Ağı”nın kurulmasına ön ayak oldu. 17 Ekim 2024’te İstanbul Pera             Müzesi’nde gerçekleşen buluşma; Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı, Pera Müzesi, İBB         Kültür Dairesi Başkanlığı desteğiyle hazırlandı. 

Türkiye ve KKTC’deki üniversitelerin mimarlık bölümü öğrencileri arasında ödüllü “Türkiye Tiyatro Müzesi Mimari Projesi Fikir Yarışması” düzenledi. Türkiye Tiyatro Vakfı’nın öncülüğünde ENKA Sanat ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) desteğiyle yapılan yarışmanın hedefi, hızla yitip giden tiyatro kültür mirasımızı emanet edeceğimiz gençlerin dikkatini, ilgisini çekebilmek, farkındalık yaratabilmektir. Amaç, bir tiyatro müzesi üzerine yoğunlaşacak olan öğrencileri aynı zamanda tiyatro kültür mirasını düşünmeye ve kalıcılığın sağlanabilmesi için çözüm üretmeye de davet etmekti.

2021 yılında Ermenice ve Türkçe KULİS dergisini elli yıl boyunca çıkartan, 85 yaşında yayını kestikten sonra da AGOS’ta tiyatro yazıları yazan Hagop Ayvaz’ın arşivi, Hrant Dink Vakfı, Türkiye Tiyatro Vakfı ve Yapı Kredi Kültür Sanat’ın işbirliğiyle eşsiz bir sergi haline getirildi. Tüm bunların yanında vakıf “Ustalar Ustalarını Anlatıyor” konuşma dizisi ve “Tiyatromuzda Tarih Konuşmaları” dizisi ile çeşitli Youtube yayınları da yapıyor.     

SÖZLÜ TARİH GÖRÜŞMELERİ 

2018 yılından bu yana, her biri kendi alanında tiyatromuza önemli katkıda bulunmuş kişilerle, Türkiye’nin tiyatro belleğini boyutlandıracak sözlü tarih görüşmeleri yapmaktayız.

Yazılı belgelere ek olarak; kişisel tanıklıklara dayanan, insan öykülerini ön plana çıkaran bu görüşmeler Türkiye tiyatrosu arşivi için bütünleyici nitelikte veriler oluşturmakta. Amacımız önümüzdeki dönemde arşivimizin bu bölümünü daha da zenginleştirmek, Türkiye tiyatro tarihiyle ilgili tanıklıkları çok geç olmadan kayıt altına almak. Haldun Dormen’den Ferhan Şensoy’a, Nedret Güvenç’ten Arif Erkin’e, Zihni Göktay’dan Şahika Tekand’a uzanan bir sözlü tarih arşivi bulunmakta.

 

ARŞİVLEME

Türkiye’nin tiyatro mirasının kültür çeşitliliğimizi güçlü biçimde yansıttığına ve toplumsal belleğimiz için büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Ülkemizde köklü geçmişi ve yerleşik bir geleneği olan tiyatro mirasımızı bir arada tutacak kapsayıcı, bütünlüklü bir arşiv ne yazık ki bugüne dek oluşturulmamış. 

Türkiye Tiyatro Vakfı’nın kuruluş amaçlarından biri de Türkiye tiyatrosunun arşivini bilimsel ölçütler doğrultusunda bir araya getirmek ve bu birikimi, bilgi üretimine ortam sağlayacak biçimde gelecek kuşaklara aktarabilmektir. 

2018 Ekim ayından bu yana yaptığımız arşivleme çalışmalarında, bağış ya da satın alma yoluyla ulaştığımız tüm malzemeleri tasniflemeye ve dijitalize etmeye başladık. Çağdaş arşivleme ölçütlerine uygun olarak kurguladığımız bir envanter programıyla söz konusu arşivi kayıt altına almayı sürdürmekteyiz. Vakıf bünyesinde Kani Kıpçak’tan Behzat Butak’a, Avni Dilligil’den Başar Sabuncu’ya, Nedret Güvenç’ten Metin Deniz’e ve daha pek çok tiyatro alanında emek vermiş sanatçıya ait orjinal veya dijital bir ailelerinden ya da kendilerinden vakfa verilen Türk tiyatrosunun geçmişine ait pek çok belge, fotoğraf bulunmakta.

LİTERATÜR VERİ TABANI

    2018 Ekim ayında gönüllülerimiz ile birlikte çeşitli devlet, üniversite ve kurum kitaplıklarının dijital kataloglarıyla sınırladığımız bir literatür veri tabanı oluşturmaya başladık. Amacımız, kullanıcıyı aradığı yayının bulunduğu kitaplığa yönlendirmenin yanısıra her bir yayın için eklediğimiz içerik bilgileriyle daha nitelikli bir bibliyografya kaynağı oluşturabilmek. Ayrıca araştırma konularıyla ilgisi olabilecek tüm yayınlara, anahtar sözcük sistemi yardımıyla, kolaylıkla ulaşabilmesine zemin hazırlamak.

    İlk aşamada hedefimiz, bugüne dek Türkiye tiyatrosu üzerine yayınlanmış tez, kuramsal kitap, biyografi, araştırma vb. yayınların kapsamlı dökümünü oluşturmaktı. Şimdiye dek Türkiye Tiyatro Vakfı Literatür Veri Tabanı’nda 3000’e yakın yayının bilgi girişleri tamamlandı. Çalışmamızı hala sürdürmekteyiz.

Amacımız çalışmanın sonunda Türkiye tiyatrosuyla ilgili tüm yazılı kaynakların yer ve içerik bilgilerini tek platform üzerinden görüntülenmesini sağlayarak bütünlüklü bir bibliyografya havuzu oluşturmak ve ilgililerin kullanımına açmak.                                        

  www.turkiyetiyatrovakfi.org